22 Kasım 2010 Pazartesi

Amsterdam...

Amsterdam gezimize ait resimleri sizinle paylaşıyım dedim ama biraz karışık oldu

Peynir Marketi...
Balmumu heykelleri müzesi... Madame Tussaud ...

Red Light Street...

NEMO bilim müzesi



Kylie Minogue balmumu heykeli...



Kalverstraat...








Burası entertainment area denilen yer...

Amsterdam'dan kanal turu ile denize açıldığımızda...

Eğri evleri farkettiniz mi ?



I am amsterdam ...




Farkettim ki hep gidiş ve dönüş yazıları yazıyorum, Bu sefer ki gibi... Ama bu sefer hiç dönmek istemediğim bi yerden Amsterdam'dan bahsedicem, öyle Avrupa meraklısı değilim mesela İspanyayı çok beğenmediğimi söylemiştim, Avrupada bir çok yeri görmeme rağmen, Amsterdam kadar bi etkisi olmadı bende, ilk defa bi şehre hayran kaldım ve kendimi oraya ait hissettim, malesef ve malesef insanlarına, yaşayışlarına medeniyetlerine özenmeden de edemedim, gerçekten çok farklı hem de çok, öncelikle şehre güven ve huzur duygusu hakim, insan kendi ülkesinde bundan yoksun kalınca daha da bir önemsiyor bu farkı, beğendiğim bir başka konu ise, insan eşitliği .... herşeyi ile...bizdeki gibi çok lüks veya çok sefil manzaralar göremezsiniz, sanki herkes aynı gelir düzeyinde, aynı kültürde, aynı eğitim seviyesinde gibi, işte benim özendiğim bu, bizdeki kadar lüks marka arabalar görmedim, abartı görünüşte - her anlamda - bir insan da görmedim, evleri bile o kadar sade ve şirin ki, bir diğeri daha da gösterişli veya bakımsız değildi, tabi vardı öne çıkanları ama bizdeki gösteriş yoktu, gökdelen görmedim ki buna çok sevindim, bizdeki alışveriş merkezleri!.., onlarda yoktu, koskoca şehirde sadece iki tane büyük mağaza vardı (magna plaza ve de bijenkorf) öyle abartıldığı gibi sokakta öpüşen çiftler, eşcinseller, uyuşturucu krizine girenler fln da yoktu hiç değilse aleni değildi, neyse neler yaptım anlatıyım ...


Havaalanından central station a trenle ulaştık sonra da tramvayla otelimiz önüne kadar geldik, (Ulaşım ilk başta karışık gelebilir) otelimiz museumplein denilen muzeler bölgesindeydi, dolayısıyla otele yerleştikten sonra genel olarak rijkmuseum, van gogh museum, diamond museumu gezdik, Meşhur Iam amsterdam yazısında foto çektirdik, bu arada ı am amsterdam card almadık, günlüğü 48 euroydu sanırım, eğer müze gezecekseniz kesinlikle alın çok uygun olur, bot turu da ücretsiz bu kartla, ulaşım da... aslında mantıklı sadece kanal turu 13 euro, 1 saatlik tek yön şehir içi ulaşım ise 2.60 euro, bir günde turistik gezi için mantıklı amsterdam card almak, çünkü bir gün için ulaşım, bot ve müzeler ücretsiz. aslında hop on hop off sigthseeing otobüslerde var, o da 25 euro galiba, bir gün boyunca istediğin durakda inip, tekrar binebilmen için,...Yiyecek olanakları için, V&D diye bir yeri keşfettik, V&D ayrıca alışveriş yapabileceğiniz bir mağaza alt katında ise, yemek yiyebileceğiniz kat var, salata, sandviç, taze sıkılmış meyve suları, tatlı, pasta, et tavuk balık yemekleri yiyebilirsiniz, ayrıca arjantin restoranları var orda da biftek yiyebilirsiniz, kahvaltı otelde vardı ve bence mutlaka kahvaltılı konaklamayı tercih etmelisiniz. Bizim otel "museum square hotel consicious " adında, 3 yıldızlı bir oteldi, temizdi, geceliği 45 euro bir kişi, biraz daha ekonomik olsun diyosanız kalınabilecek otel 30-35 euroya da var, müzeler bölgesi merkeze çok da yakın sayılmaz, o yüzden spui meydanı, singel ya da dam etrafında bulmanızı öneririm..Yoksa bütün gün yürümek zorunda kalabilirsiniz ki tramway hem pahalı hem de bize karışık geldi, neyse görmeniz gereken yerlerden bahsediyim biraz, Alışveriş seviyorsanız ve de ucuz olsun istiyorsanız, Albert Cuyp market adındaki halk pazarına gitmenizi öneririm, salı cuma ve cumartesi kuruluyor. 16 nolu tramvay geçiyodu sanırım. neler alırsınız, çok güzel kumaşlar, metresi 8 euro-16 euro arası, giyim, çanta, ayakkabı herşey ...pazarın arkasında amsterdam blond mağazasına mutlaka uğrayın çok cici . www.blond-amsterdam.com ben özellikle banyo ürünlerine bayıldım ama kırılır diye getiremedim, ordan yine tramway a binip istasyona gelin, damrak caddesinden aşağı bırakın kendinizi, hediyelik eşyaların önünden transit geçin daha ucuzlarını flower market civarından alın, Sex müzesini gezin, giriş 4 euro, yürümeye devam edin, paralel sokaktaki magna plaza alışveriş merkezini gezin, hemen yanındaki albert hejin süpermarketten yiyecek bişeyler alın, (donut ları harikaaaa) tekrar yürüyüp dam meydanına gelin, Madame Tussauds balmumu heykelleri müzesini gezin, müzenin hemen arkasındaki Kalverstraat alışveriş caddesine geçin, Blokker ve Hema ya mutlaka gidin. Çok uygun fiyata ev ürünleri alabilirsiniz...Gelelim şu meşhuuuuurr, Red Light Street'e, Amsterdam'a yakıştıramadığım sokağa, abartıldığı gibi olmayan, hani hep derler ya işte birbirinden güzel kadınlar var diye, gerçekten hiç öyle değil, sadece şaşkına uğrayarak gezdik, çünkü yaşlı teyzeler mi istersin, şişman zenciler,yüzüne bakılmayacak kadar çirkin kadınlar...ben hepsine üzüldüm nedense, dükkanların önünde biriken erkek topluluğuna da acıdım, çünkü burdaki olay çok farklı, bizdeki gibi bile değil, tabi bide cııss konuları var, coffee shoplar... sokaklara bile yayılan ağır ot kokusu, yanımızdan geçen birinin içmiş olduğunu anladığım kadar ağırdı, yine cezbedici hiç bir yanı yoktu...

Havanın nasıl olacağını ben çok merak etmiştim ve fazlasıyla tedbirli gitmiştim, sadece yağmurluydu ama hiç üşümedim, öyle ayaz bir soğuk yoktu belki kasım ayı başı olduğu içindir.

Kısaca Amsterdam'ı mutlaka ama mutlaka görmelisiniz diyorum... Çok ama çok seceveksiniz...

Hiç yorum yok: