-Gecikse de yazmak istiyorum, Çeşme tatilim kısa sürmesine rağmen rüya gibiyidi, Elf'le birlikte Sabahın ilk saatlerinde Adnan Menderesteydik, ordanda özel bir ulaştırma firmasi ile Çeşmeye geldik, (1 saat sürüyo), otelimiz denize beklediğimizden daha uzak (3km) ama merkeze yakın olan Pırıl oteldi, (http://www.pirilhotel.com/ ) resimlerine göre beklediğimizden daha sıradandı...Hep derler ya Akdeniz otelleri daha iyi olur diye, neyse küçük odamıza yerleştik kendimize ait terasımızın olmasına sevindik... hava eylül 8 olduğu için soğumak istiyordu yavaş yavaş, ama bu bizim denize girmemize engel olmadı, günde 4 sefer! denize transferi olan otel minibüsü ile otelin özel plajına geldik, deniz ile buluştuk, küçüklüğümden beri denizi uzun bir aradan sonra tekrar gördüğümde girmek için sabırsızlanan ben, ayağım buzzzzz gibi (gerçekten de suyun donmadan önceki son hali) suyla buluşunca, tam "sanırım bu tatil denize girmesem de olur " kararını almıştım ki, bizim ELF soğuğa inat baya ilerlemiş, zaten git git hala sığ olan denizde, beni de teşvik etmişti, her adımımda cildimin şeftali veya tavuk görünümü almasına gülerek ama gergin bir şekilde, çığlıklar eşliğinde denize girebilmiştim...ve şunu
söyleyebilirm ki, bu deniz hayalimin deniziydi, turkuaz renk, beyaz kum, berrak (resimdeki gibi) ve dalgasız üstelik sığ, adeta rüyada gibi yüzdüm yüzdüm... tatile ne kadar ihtiyacım varmış meğer, herşeyden uzaklaşmak, basit ve sade düşünmek ne kadar iyi gelmişti bana... elf gibi bi arkadaşın olsun :) senden iyisi yok...
Denizden sonra odamıza gelip bebek gibi uyumakla, akşam da 20 yaşına gelmemiş çocukların animasyon gösterisini izlemekle ve komik olmaya çalışmalarına eğlenmekle geçti, Çeşme merkeze indik, çarşısı çok renkliydi, ama yeni yapılan çeşme marina harikaydı, Alaçatıytı da mutlaka görmeniz lazımmm...
( Bu yazının başlarındaki hevesim, üstünden epey vakit geçtiği için çok detaylı yazamadığım için biraz kaçtı, neyse bu yazımız da böyle olsun idare edin... )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder