2 Temmuz 2012 Pazartesi

Zagreb tatilimiz...


2 haftada gidip geldiğim yerleri sayarsak, şuan bedava tatil istermisin sorusuna bile ooooo no! :))

Her ne kadar yorulduysak da, harika diyebileceğim bir tatil, Ankara'dan başlayıp, Zagreb ve Fethiye ile devam eden tatil anıları kaldı geriye. Bu sefer Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'e gidelim dedik. Avrupa'nın çok bilinmeyen ama harika doğasına sahip bu ülkesi bi de vizesiz olunca, çok da düşünmedik. İyki de gitmişiz. Belki çok modern değil, çok gezilecek görülecek bir şey de yok ama huzur dolu, stressiz, ve bozulmamış insanlar ülkesinden memnun ayrıldık.

Havaalanından taksi ile, merkeze yakın İnternational Hotel'e kolayca ulaştık. (havaalanından merkeze ulaşım için taksi veya havaalanı otobüslerini kullanabilirsiniz.Taksiler pahalı değil) otel, beklentimizi karşıladı, Zagreb'e göre lüks bile sayılırdı. Biraz dinlendikten sonra kendimizi yine sokaklara attık, bu günlerce yürüyeceğimiz şehri önceden keşif alıştırmasıydı. 2 km uzaklıktaki merkeze ulaşırken, Glavni Kolodvor denilen istasyonun ve sonradan hayran olacağımız Botanik parkın önünden geçtik. Merkeze ulaştığımızda hangisini seçiceğimize karar veremeyeceğimiz kadar fazla kafelerle karşılaştık. Ancak önce yemek yemeliydik. Ama bu kolay olmadı. Zagreb'te içecek ve içki kültürü, hamur işi, dondurma vs... ne kadar fazla ve bir okadar da ucuz sa... yemek yiyecek yer bir okadar da az bile demiyeceğim YOK diyeceğim. Evet sıcak bir yemekleri yok! salata ve aperatif sandviç hamurişi, pizza satan bir kaç dükkan var.
Ama Oranz diye bir kafe var, merkezin bir alt sokağı, neyseki yiyecek güzel şeyler bulabildik!

İşte meydanları, Ne yazıkki ülkemizde olmayan bir şey daha... Ferah, soluklanabileceğiniz, binaların üstünüze üstünüze gelmeyeceği bir alan...
 Ban Jelacic heykeli, şehrin merkezi sayılıyor.


İşte Botanik Parkı, mutlaka gidin, binlerce tür çiçek ve bitki sizi bekliyor olacak. Dev çınar ağaçları arasında ....



Zagreb'in katedrali, her türlü insanın ibadet ettiğini görmek te ilginçti. İnsanların ibadet için tek tip insan olmaları gerekmiyordu...
Katedrale gelmeden önce taze meyve sebze satılan halk pazarından geçiyorsunuz. Katedralden sonra da tarihi binalar ardı ardına başlıyor.

Çikolata ve portakal kokulu nane! 
Glavni Kolodvor'un yer altı alışveriş merkezi ve burda arada bir yerde canlı çiçek satan çok şirin bir dükkan var, muhteşem çiçekler o kadar ucuzdu ki... En ilginç şey çikolata kokulu ve portakal kokulu nane! tabi ben görünce çıldırdım ve bir portakal kokulu nane, lavanta ve begonvil aldım sadece 10 tl tuttu. Problem uçakla nasıl getireceğimdi başardım! yasak olmasına rağmen bavulumda ayakkabı kutusunda getirdim ama ne yazıkki çiçekler şuan çok iyi durumda değil, canlandırımaya çalışıyorum.



Burası Jarun adı verilen, tramvayla çok kolay ulaşabileceğiniz, her türlü sporu yapabileceğiniz, hatta gölünde yüzebileceğiniz harika bir yer

Burası da Maksimir park, kocaman yeşil bir alan. İçinde hayvanat bahçesi de var.




Bu kadar sınırlı fotoğraf paylaşınca hiç bir şey yapmamış gibi geldi. Dediğim gibi belki kesinlikle gitmeniz gereken bir yer değil ama gittiğinizde hoş vakit geçirebilirsiniz.

  • İnsanları çok kibar, dürüst ve güleryüzlü. Yaşamlarında stres yok, huzur var. 
  • Hayat pahalı değil en azından bizim için, çünkü bizim paramız onların 3 katı ediyor. Ulaşım ve temel olarak su pahalı, geri kalan herşey ucuz. 
  • Hava beklediğimizin aksine çok ama çok sıcaktı. Antalya'nın en sıcak hali gibi ama nem yoktu.
  • Şehir tramvayla çok rahat gezilebiliyor, ama bilet denetleme diye bir şey yok, kimi bilet almadan biniyor, kimi bir kart okutuyor, anlamadık bir türlü, normalde 8 kuna yani 2 tl gibi bişey


Hiç yorum yok: